“Çoğu insanın sorunu bir şey gerçekten olana kadar olabileceğine inanmamaları.”
İnanç o kadar kuvvetlidir ki nice dağları yerinden oynatır. İçinizdeki o inanç beyninizde sanki bir fikir lambası yanmış gibi karşınıza fırsatların çıkmasına ve seçim yapmanıza vesile olur. Neye inanırsanız gerçekten de onu çağırırsınız. Beynimiz de bu konuda işbirlikçi. Önce inanıp, beyninize neye inanıyorsanız, ne olmasını istiyorsanız gerçekleşmesi için komut gönderiyor inancınız. Kalp ile birleşiyor ve bütün titreşimleri bedeniniz yansıtıyor. Her zerrenizden dağılıyor, aynı su damlacıkları gibi, evrene yayıyorsunuz. Evrene dağılan bu su damlacıkları sizin inancınızı gerçekleştirecek olayları, kişileri, sebepleri, fırsatları daha birçok rehber olacak ışıltıları önünüze seriveriyor. Kimimiz bu ışıltıları görebiliyoruz, kimimiz düşüncelerimizle durdurup geri itiyoruz, kimimiz ise korkularımızla, olmazlarla evrene geri gönderiyoruz.
İşte inanç bu kadar kuvvetli… Beynimiz de, düşüncelerimiz de işte bu kadar güçlü…
Daha önce “yeter ki isteyin ve niyet edin” diye bir cümle kondurmuştum yazımın arasına; inanın tek bu cümle ile bile sayfalarca kompozisyon yazılabilir. İçindeki manayı görebileceğiniz o kadar çok cümleler, hayatlar, farkındalıklar çıkar ki sizi biraz merakta bırakayım. İlerleyen zamanlarda bol bol bahsederim.
Hayatında köklü bir değişiklik yapmak istiyorsan; “Mucize sende, değişim de sende derdi hocam.”
Benim ise bu hayatta en güzel öğretimim; “Sen istersen her şey olur.”
Nefes almayı yaşamak zannediyorsan
Yaradandan söz ederken sadece ses tellerini kullanıyorsan
Bir gülüşü, bir sözü önemsemiyorsan
Ufka varmak için gemiler bekliyorsan
Gece gündüz parlayan ışığı farketmiyorsan
Hayaller alemini küçümsüyorsan
Aşkı Dünya ile sınırlıyorsan
Her şeyi Tesadüf diye adlandırıp eş sanıyorsan
Demek ki hiçbir şey ANLAMADIN…
Sevgi ve ışıkla kalın..
Fatma TUĞYAN